|
Başlı başına bir merasim havasında geçen kız isteme, belli bir silsile dâhilinde olur. Kız isteme iki şekilde başlar. Birincisi, kızı beğenen oğlan önce annesine söyler. Anne uygun bulursa baba’ya söyler baba da bir olumsuzluk görmez ve kararı onaylarsa kız tarafının bu olay hakkındaki düşüncelerini test etmek için kız babası’nın en yakın arkadaşı ile veya mahallenin yaşlısı ya da sözünü kıramayacağı birisi aracılığıyla kız babası’nın görüşü alınır.
Kız babasının rızası olursa aşağı’da sayacağımız örf adet ve gelenekler doğrultusunda kız istenir, yok eğer razı değil’se kız babası gelen aracıyı münasip lisan ile reddeder. Reddedilen erkek tarafı kendi güçlerinin bilinci ve oğullarının ısrarlı olması karşısında, kız tarafına birkaç kez daha aracı gönderebilir. Tekrar reddedilirse ve oğul da bu kız ile evlenmekte kararlı ise kızın da istekli olması durumunda kız kaçırılır. Kız istemez de erkek ısrar ederse çok nadir de olsa (Son senelerde yok denecek kadar azalmıştır) kız zorla kaçırılır. Bu zorla kaçırma durumu iki tarafı bazen uzun yıllar düşman aile yapar. Diğer durumda kız kendi isteği ile kaçarsa ki buna rızası ile kaçma denir. Bu da yine aracılar vasıtası ile iki aile barıştırılmaya çalışılır bazen barışılır ki umumiyetle böyle olur, Bazen de kızın annesi ve kardeşleri babadan gizli olarak görüşürler, doğacak bir torundan sonrada kız dedesi olan baba barışır. Çok nadiren de olsa kız babasının ölünceye kadar barışmadığı durumlar da görülmüştür.
Bazı aileler çocuklarının evlilik isteyip istememesine bakmaksızın (bu durumlar şu an olmasa da önceden görülmüştür) oğullarına kız isterlerdi. Bir başka durumda delikanlı askerde olur aile mektupla oğulları’na kendisine filanca kızı isteyeceklerini yazar gelen cevap’a göre kız isterler ve hatta nişan bile yaparlardı.
Bir merasim havası içinde geçen kız istemeye iki tarafın da sevip saydığı birkaç kişi ve oğlanın anne ve babası giderlerdi. Damat kesinlikle gitmezdi ama gelecek haberi de dört gözle beklerdi.
Aracı vasıtası ile gelinecek gün bildirilir ve onay alındıktan sonra, güzel bir börek ve yanında kişinin gücüne göre bazen helva veya şeker bazen de bir şişe kolonya alınarak kız evine gidilirdi.
Kız evine çok önemli bir durum olmadığı müddetçe yatsı namazı sonunda gidilir, baba kılıyorsa namazını bitirmiş olur ve misafirleri kapı’da karşılardı. Biraz hoş sohbet’ten sonra istenilen kız içeriye kahve getirirdi. Kız babası erken evlenmiş ve yaşı da küçükse söz hakkı doğal olarak evin büyüğü dede de olurdu. Bu durumda söz hakkı olmasa da fikri alınan kız babası sembolik olarak da olsa kızın annesi ile birlikte orada bulunur, şayet iş olumlu olursa kayınvalide erkek tarafından istenilecek ve erkek tarafının yapmakta zorunlu olduğu isteklerde özellikle söz sahibi olur, bazen de işin doğası gereği nazlanırdı. Kahveler içildikten sonra, aracı kimse damat olacak erkeğin babasından yaşça ve sözce büyükse isteme işini o yapar değilse erkeğin babası yapardı ve; ALLAH c.c ın izni ile Peygamber s.a.v.efendimizdin kavli ile kızınız a… yi oğlumuz b….. ye istiyoruz şayet sizce de uygunsa muafık buluyorsanız bu iş olsun der kız babasına meramını arz ederdi. Kız babası olumlu yaklaşırsa atasözü misali ( Kız evi naz evidir derler) biraz düşünelim der zaman isterdi. Aracıda şu atasözünü kullanırdı. Bir kere görücü gitmekle dünür olunmaz, sizde bir düşünün der zaman tanınır ve hava iyice tatlılaştırılırdı. Tabiki evde bunlar olurken dışarıda sessiz ve meraklı bir bekleyiş hüküm sürerdi. Gelin adayı kahve ikramını yapınca odadan çıktığından dolayı olan bitenden haberi olmazdı. Oda konudan haberdar olabilmek için kapıyı ya kendisi dinler ya da evin küçüklerinden birine dinletirdi. Haberdar olmanın başka bir yolu da dışarıya birinin çıkmasını beklemek olurdu. işin en heyecanlı bölümünü de damat yaşardı. Gelecek iyi bir habere güzel bir hediye verirdi ki bu sebeple alınacak ödülün haberini çoğu zaman kız evinden biri sızdırırdı.
şayet kız evinde her şey yolunda giderse hemen düğünün pazarlıkları başlardı. Yöremizin birinci gelir kaynağı tütün olduğu için iğne atımında NışAN, tütün satımında DÜğÜN denir, ardından erkek tarafının geline alacağı bilezik kolye yüzük beşi bir yerde altın kemer vs. konuşulurdu. Ardından yine erkek tarafının yapacağı yatak yorgan gelinlik elbise vs yazılır, peşinden kız tarafının ne yapacağı, babanın alacağı başlık varsa büyük ağabeye yapılacaklar da konuşulurdu. Genelde yurdumuzun diğer yöreleri gibi olmasa da sembolik başlık alınır baba da onu tekrar kızına harcardı.
Gelecek bölümde Nişan merasimi ve ardından düğün konusunu işleyeceğiz. Hoşça kalın.
Mustafa TOK
|
|