Sitemizin kurulduğu günden bu güne kadarda arkadaşlarımızın kardeşlerimizin ziyaretçi defterine yazmış olduğu yazıları benim gibi sizlerde okuyup, kendinize göre yorumlamaktasınız.

          Sitemiz ziyaretçi defterine yazmış olduğunuz  yazılarınızı, hakaret ve kırıcı olmamak kaydı ile tümünü yayınlamaya çalışıyorum. Bundan sonra da yayınlamaya çalışacağım.

          Buradaki amacım; köyümün insanlarının tek bir düşünceye sahip olmadığı sağı ile solu ile bizi seveni ve sevmeyeni ile bu sitenin tüm farklı düşüncelerle Kozköylülerin olduğunu göstermek içindir. Zamanla kardeşlerimizin yazıları birbirinden farklı düşünce taşısa da burada yayınlandı bundan sonra da yayınlanacaktır. Çünkü bu site sağı ile solu ile az inananı ile çok inananı ile Koz köylüler in sitesidir ben Koz köylüyüm diyebilen Koz köylülüğü nü övünç kabul eden dahası doğduğu ve teninin toprak olacağı yerleri seven insanlarındır.

          İnsanın doğduğu ve doyduğu toprakları sevmesinden doğal  ve güzel bir şey olabilirmi.?

          Doyduğu topraklar kadar da doğduğu toprakları sevmesinden daha doğal ne olabilir.?

          Doğup hayata ilk adımlarını attığı tozlu yollarında oyunlar oynadığı, acı tatlı hatıralarının olduğu, Karagözlüsüne Şiirler yazdığı ,belki de kavuşamadığı gül yüzlüsüne ağıtlar yaktığı, kim bilir sevdasını içine gömdüğü bu topraklara sevgisini,abartılı da bulsanız yazılarına yansıtması suç mu?

          Bunu kozköy milliyetçiliği diye tanımlaması suç mu.? Dahası milletini sevmesi ve Milliyetçilik suçmu.?

           Kardeşlerimizin üstüne basa, basa ,övünerek yazdıkları Ne mutlu Türküm diyene demek Suçmu.?

          Milliyetçilik kelimesi bazı arkadaşlarımızı neden bu kadar rahatsız ediyor.?

         Geçmişte bazı siyasilerimizin Sen dağa taşa  Ne mutlu Türküm diyene yazarsan o da ne mutlu kürdüm diye yazar  demişti. Sonucunu hep birlikte gördük.

         Boynuz kulağı geçti misali talebelerini de gördük ve görmeye devam ediyoruz. Şimdide onların vasıtası ile Kürdistan bazılarının gerçekleşen hayali oluyor.

         Hala da bu yanlışlarını doğru gibi savunmaları sizce manidar değilmi.?

         Burada net olan kavramların içine kendinize göre bazı manalar koyamazsınız.

         Kısaca aşçıların hocasıyım diye, Karpuzu oyup, içine de acılı harcı doldurup, farlı bir dolma türü oluşturamazsınız. Sofraya yenilik diye sürdüğünüz bu dolmayı millet önce size yedirir, yedirirken de buruşan yüzünüzün şekli ile büyük aşçı diye dalga geçer; dalga hem de ne dalga.Sonra ne mi olur ? Sonrası  yetiştirdikleri aşçılar da bu millete hocaları olan aşçıbaşı bozuntularını bile aratır hale gelirler. Günümüzde olduğu gibi ,aşçıbaşı hocalarının yapmış olduğu dolmayı ,devesini kaybeden bedevinin su aradığı gibi ararlar. Ararlarda gözleri seraptan başka bir şey görmez olur.

          Gerisi malum.

         Yaşanan her şey bir fotoğraftır. Geçmişinde bir fotoğraf olduğu unutulmamalıdır.Geçmişteki sararmış fotoğrafların altına düşülen yazıları iyi okumak gerekir.Yaşadığımız her bir günde  gelecekte geçmiş olacaktır.Bugünkü fotoğrafların altına da geleceğe şahitlik edecek belge niteliğinde yazılar yazılmaktadır.

         Geçmişteki bazı fotoğraflarda cennetin tapusu satılıyordu.

         Bugün onların uzantıları, geçmişte en büyük rakipleri olanlar ile el ele verip; yahudisi, hristiyanı, dinlisi ve dinsizleri  birlikte olup vatanın tapusunu satıyorlar.

         Yok; öyle değil diyorlarsa, fotoğrafı çeken tarih !  O zaman Yalan söyleyen tarih utansın demekten başka bu memleketin vatansever evlatlarının da yapacağı şeyler var derim.

          Arkadaşlarımız ve kardeşlerimiz bizi sevende sevmeyende bu sitenin ziyaretçi defterine hala devam eden köylerine sevgilerini anlatan yazılarını benim gibi sizlerde memnuniyetle okumaktasınız.

          İnsanların köylerine sevdalarını abartarak anlatması, gülünü, gece mezarlıklarda bile öten bülbülünü ,İnsanlarını, dağını taşını,sevmesi velhasıl köyü ve köyüne ait olanı sevmesini ,milliyetçilik olarak nitelemesi yanlışmı.?

          İnsan olmanın gereği sevmek değilmi? Yaratandan ötürü yaratılanı sevmek değilmi.? Kendiniz kadar bütün canlıları yaratılmışları sevmek değilmi.? Ahde vefanın gereğide bu değilmi.

           Diyeceğim şu; Geleceğe torunlarımızın övünerek bakabileceği  bizi rahmet ve minnetle anabileceği fotoğraflar bırakalım.Gelecek yazımızda da bu konuyla ilgili Fotoğraflara bakmaya ve onların altındaki tarihe şahitlik eden yazıları okumaya devam edeceğiz .

               Tüm güzelliklerin sizlerle olması dileklerimle hoşça kalın