Türk’ün en sıcak Otuz Ağustosunun, doksan yedinci seneyi devriyesine, inat / Ülkü / özlem ve en önemlisi hasretle
İthaf olunur.
Kıymetli Haazirun;
Hepinizi saygı ile selamlıyorum.
30 Ağustos’a,
Mutlak muzafferiyle sonuçlanan İstiklal mücadelesine giden süreçte,
Öncelikle,
Başta Gazi Paşa Hazretleri ve yoldaşlarının çektikleri çile, verdikleri uğraş ve de uğraştıkları yedi düvel, yerli veya yabancı ecnebi karşısında kazandıklarına,
Hayret , gıpta ve gurur ile bakıyorum,
Sonrada,
Züppe, nobran, haramzade, miras yedi tavırlar ile,
Onlardan devraldıklarımızı, tüketip yok edişimizi, değersiz oksitli bir pul gibi harcayışımızı, Her gelen 30 Ağustos’ta bir öncekine göre daha da bir kıymetsizleştirip. hoyratlaşmamızı,
En önemlisi de; Mağaradan kaçmış kılıklı,
Güya,
Kah din bilgesi ve de kah tarih bilgesi tavırlı, fesli meczup yada cübbeli sapık veya eli kalemli boynu kıravatlı,
Ahlak,edep, hürmet, akıl, izan, bilgi ve de liyakat yoksunu,
Kifayetsiz muhteris, özünde milliyetsiz milliyetçi veya imansız kutsal fukarası muhafazakar,
Müptezeller karşısında, Kaybedilmişliğimizi,
İçim acıyarak,
En hüzünlüsü de, milyonları aşan samimi millet ve memleket evladının mevcudiyetine rağmen, Maziden gelen mukaddes inanç ve Kutlu milli ülküleri atimize akıtıp taşıyabilmek ümidini yitirmişliğin tedirginliği ile izliyorum.
İzlerken de;
Gazi Paşa Hazretlerinin, muhtaç olduğumuz kudretin, damarlarımızda dolaşan asaletteki gizemine yaptığı atıf ile,
Vatan şairi Namık Kemal’in, “Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini; Yok mudur kurtaracak baht-ı kara mâderini”
Mısrasında vücut bulan feryadın künhündeki. Hasrete yanıyorum.
Hepinize Baki selamlar .
Not; Yukarıdaki metin, Beşbin yıllık tarih macerasına sahip, dokuz Oğuz 24 boydan türeyen yüce milletin öz evlatları için yazılmış olup, Anadolu’ya mahsus bir çeşit endemik canlı türü olan, kendisine ve çevresindekilere Türk oldukları söylenen, Bir çeşit endemik özgün canlımsı türler için yazılmamıştır.
Arz ederim