Pontus’çuluk: Anadolu Helenizm’i olarak gerçekleştirildikten sonra Yunanistan’la birleştirilerek üniter bir devlet kurulmasının planlanışıdır. 19 Mayıs 1919’da başlatılan Milli Mücadele ile bu oyunun önü kesildi. Ancak, “Unutulmayan Vatan” sloganıyla dünyanın değişik yerlerinde 200’den fazla kurulan dernekle Pontus’çuluk çalışmaları devam etmektedir.
Yunan İstihbarat Örgütü (KİP) ve Batılı servis elemanları etnik kimlikler üzerinden çalışmalar yapılmaktadır. 1960’larda “Barış Gönüllüleri ”adıyla gönderilen öğretmenlerle ABD kuşatması yapılıp, Türk Milletinin gen haritası çıkartılmaya çalışıldı. Aynı yıllarda Yorgo Andreadis, Feurstein gibi istihbarat elemanlarının çalışmaları kitaplaştırılarak bölücülüğün temel taşları döşendi.
Yazılan kitaplarda bölgeden cımbızla çekilen aileler üzerinden operasyonlar başlatıldı. Turizm adına yapılan organizasyonlarla bir tek cemaati olmayan kilise harabelerinde ayinler düzenlendi, buralarını unutmadık mesajları verildi.
Bunun en son örneklerinden birisi Fener patriği Barthelomos ile Ekim 2018’de Bafra’da yaşandı. Karadeniz’de Pontus olaylarının en ağır yaşandığı, Türk köylerin toptan yakıldığı, masum insanların katledildiği, kadınların, kızların ırzına geçildiği yer Bafra’dır.
Turizm organizasyonu maskesiyle gelinen Bafra’da “Otkaya mağarası” yanında ayin yapıldı. Katiller maktul olarak gösterilerek yâd edilip, dualar edildi.
Nikos Michalis isimli bir Rum, attığı twette “Batı Pontus Bafra! “Otkaya Mağarası”nda, Topal Osman’ın katilleri tarafından onlarca Rum vatandaşı, çocuk ve yaşlı öldürüldü, bedenleri ormana atıldı. 100 yıl sonra, o masum insanların anısına bu mağarada bir ayin gerçekleşti, mumlar yakıldı unutamıyoruz” denildi.
Karadeniz’de” GİZLİ HIRİSTİYAN” varlığından bahisle ”DÜNYA PONTUS HELENİZMİ” adına 1985 yılından itibaren çalışma başlatıldı. 1988, 1992 yıllarından sonra bu çalışmalar daha da hızlandırılarak faaliyetleri devam etmektedir.
1994 yılının Mayıs ayında yapılan mahalli seçimleri kazanarak Giresun’a belediye başkanı seçilen Mehmet Larçın’a üç beş gün ara ile iki kutlama kartı geliyor. Bunun birisi 4 Mayıs 1994 günü Atina’dan, diğeri de Girit’ten postaya verilmiştir. Kartın arkasındaki yazı aynen şöyle:
“Eski Pontus’lu NİKO ben, sen de araştır kökünü bulacan ve bana hak verecen. Sayın Başkan, ilk önce Kurban bayramını kutlar sağlık mutluluklar dilerim. Yolladığım kart Girit kültürüne aittir. İ.Ö.3000 yıllarına kadar geri gider. Oradaki kültürün temsilcileri Karadeniz’e de yerleşmiş olan Pontuslular(Lazlar) dır. Devamında, kısaltarak özetliyorum : “Türkiye bir İslam ülkesi olmasaydı çoktan AET ülkesi olurdu...”,”oradaki kiliseleri yaptırın da Allah’a yakın hangi din öğrenin, sizler zaten Pontus Rumlarından dönmesiniz. Zorlan İslamlaştırıldınız…” Çıkan pusulada da yer isimler sıralanmıştır.
Zaman saatini 16- 5- 2019’a alıyoruz. Müslüman Türk’ün çocuğuna aynı noktadan saldırılıyor. Yunan Medyasında 31 Mart seçimlerinden bahisle “ Konstantinopolis’i fetheden Yunanlı Ekrem İmamoğlu” diye manşetler atılınca, Yunan oltasının ucundaki yeme balıklama dalınıyor. Bu olayla tarih şuurumuzu, kapasitemizi ve devlet adamlığı anlayışımızı ortaya koyuyoruz. Yapılanlardan milletimiz adına yüzümüz kızarıyor, üzülüyoruz…
Bu ülkede önemli görevler yapmış ve yapmakta olanların Yunanlının oyuncağı, maskarası durumuna düşerek Yunan gazeteleri niçin “İstanbul’u Fetheden Yunanlı diye manşet attı? İnsan kökeninden utanır mı? Kökenini açıkla gibi sorular Yunanlıyı da, kargaları da güldürür, vah zavallıcıklar vah dedirtir!..
Yeni bir seçim atmosferine girilip, 31 Mart seçimlerindeki başarı sorgulanırken, “BEKA” sorunundan bahsedilirken, böyle bir dönemde ülkede birliğe, kardeşliğe daha çok ihtiyaç varken Yunanlının propagandasına sarılıştan çare ummak ülkeye zarar verir. Temsil edilen “DAVAYA” zarar verir, seviyeyi bu kadar düşürmeye, Yunanlıya maşa olmaya kimsenin hakkı yoktur. 18-5-2019- ORDU / Turan Tok
