PONTUSCULUK FAALİYETLERİ-1
20.yüzyılın en etkili silahı “PROPAGANDADIR. Toplum mühendislikleri ile kitleler yönlendirilerek suyun akışı değiştirilmekte, aka kara dedirtilmektedir.23 milyon km. kare Osmanlı toprağı üzerinde 40’dan fazla devlet kurulmuş, vatan toprağı olarak elimizde 783.516 km. kare bir yer kalmıştır. Osmanlı torakları üzerinde kurulmuş olan devletlerden birisi de Yunanistan’dır.
Yunanistan, kuruluş tarihi olan 1830’dan bu ana kadar bizim aleyhimize on iki kat genişlemiştir. Amerika’nın ve Avrupa’nın şımarık çocuğu “Megalo İdea/Büyük Yunanistan ”olma adına bütün topraklarımızı zapt etme peşindedir ve bu Yunanistan’ın milli politikasıdır.
Şu anda, 40 yıldır aktif olarak savaşın içinde olduğumuz bir Doğu ve Güneydoğu problemimiz var. Yani, ağrıyan başımız. Birde Karadeniz’de ağır ağır olgunlaştırılmaya çalışılan Pontus derdimiz ve Pontus sevdalılarımız var.
Djuvara’nın, “Osmanlıyı Parçalamak İçin 100 Büyük Plan” adlı eserinde bahsedip gerçekleşmemiş olan iki planın ikisi de bu topraklardaki bahsettiğimiz yerlerdir.
Düşmanını ve düşmanının hedeflerini tanımayanlar düşmanına av olurlar. Yunanistan’da “KAAM” Küçük Asya Araştırma Merkezi kurulmuş ve bu merkezde Karadeniz’le ilgili bilgiler toplanarak, Karadeniz insanına yönelik çalışmalar başlatılmıştır.
Bu anlamda, Yunanistan’ın Pontus davası için seferber ettiği 55 dernek, Yunan 4. Ordusu’nun Selanik’teki karargâhından yönetilerek Karadeniz’de “Yunan 5. Kolu” faaliyetlerini yürütmektedir.
Bu faaliyetler çerçevesinde bölgede bir “KİMLİK BUNALIMI” oluşturularak insanlarımız ”KİMLİK TERCİHİNE” zorlanmak istenmektedir. Gerek yurtiçi, gerekse yurtdışı bütün çalışmalar bu yönde geliştirilmekte, yerli olan koynu haçlılar da buna maşa olarak kimlik sorgulaması yapmaktalar.
Karadeniz bölgesinden iş, aş vaadiyle Avrupa ülkeleri destekli Yunanistan’a götürülen gençler asıllarının birer Pontus’lu Rum olduğuna inandırılır. Yunan 4. Ordu karargâhının bir elemanı olduğunun farkına bile varmadan çalışmaya başlarlar.
Görevleri: Bölgede kimlik araştırmaları yapmak, halkın arasına nifak sokmak, kimlikler hakkında şüpheler uyandırıp zorla, baskıyla Müslüman yapılmış olduklarına toplumu inandırmaktır.
Yunanistan ve Batılı devletler mübadele sonrası çalışmalarını bölgede yandaş toplama üzerine kurmuşlardır. 5 Aralık 2001’de Giresun Jandarma bölge komutanı Baki Onurlubaş bu konuya dikkatleri çekmiştir. Bu konu için “Yunan Gizli Servisi” elemanları ve Batılı servisler Kemençeden Horona, Lazca alfabeden dil çalışmalarına kadar yoğun bir faaliyet başlattılar.
Sene, 1960’larda Wolfgang Feurstein adlı bir Alman, bilim adamı kimliğiyle gelmiş, Doğu Karadeniz’de uzun süre kalarak Lazca öğrenmiş. Bölgenin kültür yapısını araştırmış, Laz’ların bir alfabeleri olmazsa bu kültürün kayıp olup gideceğini düşünerek Lazlar için Almanya’da bir alfabe hazırlanmıştır. Bölgeye kitaplar, dergiler, gazeteler gelmeye başlayınca aklımız başımıza gelmiş, bu adam ne yapıyor deyip, sorgulayıp hapse atmış, sonra da salmışız gitmiş...
İkincisi de, Yunan İstihbarat servisinin elemanlarında Yorgo Andreadis isimli bir yazardır. Bu adam, “Pontus Ulusal Meclisi” üyesidir. Karadeniz bölgesinin kültür ve tarihine ilişkin ondan fazla kitap yazmış, kitaplar Türkiye de basılarak satılmıştır. Yunanistan Türkiye arasında köprü kurarak sayısız kere Türkiye’ye giriş çıkış yapmış, “Tamama” adlı kitabına 1993 yılında Abdi İpekçi edebiyat ödülü verilmiş, İzmir’de “TÜYAP” kitap fuarının onur konuğu olarak fuara katılıp, konferanslar vermiştir. Sonra da ajan olduğu anlaşılmış, yurda giriş yasağı konulmuştur.
Yunanistan’ın, Pontus hayalleri 19 Mayıs 1919’da Milli Mücadelenin Samsundan başlatılmasıyla yıkıldı, fakat Pontus mücadelesi bitmedi. Yunan Parlamentosu oybirliğiyle 19 Mayıs 1919’u “soykırım günü” ilan edip, yas günü kabul ettiler. Pontus güneşi yine Samsundan doğacaktır, denilerek Samsun hareketin merkez üssü ilan edildi. Selanik Belediyesi Agia Sofia Meydanı’nda Pontus soykırımı için bir anıt yapılması kararı aldılar. 16-5-2019- ORDU Devamı var.
