Bugünlerde ekip biçip üreten köyler yerine, tek tip projelerle tüketime dahil edilmeye çalışılan, kent merkezlerinin dışında alanlar yaratılmakta..
Yıllardır süregelen ekonomik politikalar yüzünden şehirlere göçe zorlanmış insanlarımız, şehirlerin varoşlarına hapis edilerek güç koşullarda yaşam mücadelesi vermeye mecbur bırakıldı.
Bugünse kent merkezlerinin ağırlaşan,güç yaşam şartları ve oldukça kabaran nüfus oranları geçmişte yapılan yanlışları bir kez daha ortaya koydu..Bu seferde başlarda köylerden kentlere yapılan göçün tam tersi olarak kentlerde bulunan köy kökenli vatandaşlarımıza cazip kredi imkanları sunularak köylerine dönmeleri özendiriliyor.Yıllar sonra ekip biçilebilen alanların bölünerek azalması dikkatlerden kaçıyor.Tarım alanlarının daha fazla kazanma hırsından imara açılması ekilebilen arazilerin kaybolup parçalanmasına büyük etken olmuştur.
Anadolu orijinli tohumlarımızın yok edilip yerine bir kere kullanılabilen İsrail malı ithal tohumlara mahkum edildik..Sessiz sedasız yerli kullanmaya da yasak getirildi nasıl bir yasaktır anlamış da değilim.Üstelik tohum ithal ettik tohumla birlikte hastalıkları da ithal ettik.Bu seferde hastalıklarla mücadele için tarımsal ilaçları ithal ettik anlayacağınız bu denli mümbit Anadolu topraklarını kendi ellerimizle zehirle bulaştırdık.Üreten çiftçilerimiz ürettikleri üründe yeterli pazar bulamadığından,ürünlerini çoğu defa yok pahasına satarak zarara uğramıştır. Dolayısıyla, ekip biçen sayısı her sene önemli ölçüde düşmekte..Yine çiftçilerimizin çok önemli bir bölümü,kullanmış oldukları krediler yüzünden bankalara ipotekli hale geldi.Bankalara olan bu kredi borçlarını ödeyip tamamen kapatamadıklarından ,borçları her yıl tazelenip katlanarak büyüyor.Kredi faizleriyle cebelleşen çiftçi, ileriye dönük hiç bir projeye olumlu bakamıyor adeta!!
Tarımda durum böylede, hayvancılıkta farklı mı? Yurdumuzdaki hayvancılığın da tarımdan hiç bir farkı yok.Hayvancılıkla uğraşanlara da bugünlerde bir söyle bin ah işit!!Bir dönem hükümetlerce özendirilip, uzun vadeli, düşük faizli teşvikler ve hibe bedeller ödenen hayvancılarımız, bu ekonomik sermayelerle besi alanlarını veya ahırlarını geliştirip büyüttüler..Son yıllarda ilgili bakanlığın URUGUAY, BREZİLYA gibi yerlerden hayvan ithal etmesi, yerli hayvan besiciliğiyle uğraşan vatandaşlarımızı zora sokmuştur. İçeride girdi maliyetlerinin yüksekliği,hayvan besicilerini ithal hayvanla rekabet edemez duruma getirdi.
Çiftçilikle ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız kara kara düşünürken, akıllara emeğin ne kadar da kolay heba edildiği akla geliyor..Süleyman ARPA