|
BABALAR VE OĞULLAR
İnsanoğlunun soyu bir olsa da huyu ayrı ayrıdır. İnsanlığın babası Âdem (A.S) ve eşi Hz. Havva’dır. İnsanlık için ortaya çıkan ibret tablosu da cennetten atılan anne ve babanın çocuklarının nefisler adına aralarında geçen olayların tarihin sahifelerinde yer alışıdır.
İnsanlığın ikinci babası kabul edilen Nuh’un (A.S) oğlunun ve eşinin kendine karşı isyan edenlerle birlikte hareket ederek suda boğularak helak oluşları ibret nazarıyla bakan gözler için çok şey ifade edecektir.
Tarih, insanlığın üç gücün esiri olduğuna şahitlik yapar. Para, makam ve kadın. Hz. Peygamber insanın para ihtirasını: “Âdemoğlunun bir dere dolusu altını olsa ikincisini ister, iki dere dolusu altını olsa üçüncüsünü ister; Onun gözünü ancak toprak doyurur.”Bir başka sözlerinde de: “Ademoğlunun bir vadi dolu malı olsa ikincisini ister, iki vadi dolu malı olsa üçüncüsünü ister onun gözünü ancak toprak doyurur.
Alparslan Türkeş’in mücadelesi bayrağa bez parçası, vatana toprak parçası deyip ülkeyi dâr-ül-harp ilan eden, dâr-ül-harp’te alınanlar ganimet hükmündedir diyerek ülkeyi parselleyenlerle halklara özgürlük diyerek bugün başımıza bela olan ayrılıkçı bölücülerle mücadele içinde geçmiştir.
Ülkü ocakları ile tabelasız bir milli eğitim planlanmış, o günün şartları içinde yapılabilecekler yapılmıştır. Hareketin karşısında olan, dinden geçinenler ülkücüye karşı düşmanca tavır koyarak ülkücüyü ırkçılık, kafatasçılık, faşistlikle itham etmişlerdir. Türk kelimesinden ürken, milliyetçiliği ayaklarının altına alanların seçimden seçime ülkücüye bakışları değişir .”Kanımız aksa da zafer İslamın.” diyen, darağacından ‘Havz-ı Kevser’ başında buluşmak için efendiler efendisine koşanların mektupları okunurken timsah gözyaşları akıttılar.
Seçimden seçime MHP’den oy devşirmek isteyenler hiç tahammül edemedikleri Türkeş’in mezarına elde gümüş ibrik, yanlarında oğul Türkeş ziyarete giderek oy devşirmek için şekilden şekile, kılıktan kılığa girmekteler.
Ülkücülüğün şuurunda olan, ülküsünün şahıslara bağlı olmadığını bilen, ilerisini görenlerin yanında bir soyadını hatırlatmaktan başka bir şey ifade etmeyen evlatların soyada saygılı milyonların sırtından alınışı hareketin yükünü hafifletecektir. Babanın manevi varislerinin sahip çıktığı hareketin bünyesinden oğul bir çakıl taşı dahi koparamayacaktır. Tarih bir babanın oğlu olmakla kimseye değer verildiğini kaydetmez; ancak fikri planda babaların yanında olunup olunmadığına veya babaların düşünce ve hareketlerine neler katıp geliştirildiğine bakarak karne notunu verecektir.
|
