5
İslam dünyasının ve Arapların kullandıkları harflerin kayağını ve çıkışını inceleyip araştırma yapanlar Nesih yazısının Kufi yazı yazısından iki üç asır kadar sonra meydana geldiğini kabul etmişlerdir. Ancak miladi 1825 senesinde Paris de LOUVRE müzesinde Mısıra ait eski eserler arasında bulunan Nesih hattı ile yazılan en eski eserin hicretin 40. ve miladın 660’ncı yıllarına ait olması önceki görüşleri çürütmüştür.
Papirüs üzerine yazılmış eski evraklardan oluşan belgelerin üstündeki yazılar, binalar üzerinde kullanılmış olan Kufi ve Nesih hatlarının nakışlarıyla süslenen eserlerin aynı dönemlerde oluşlarıyla ilgili geniş bilgiler elde edilmiştir.
Nesih; Arap alfabesiyle yazılan yazılar içinde en kolay ve en yaygın olandır.K.Kerim, tefsir ve hadiselerin yazımında çok kullanılmıştır.”Nesih kırması” ve “ İnce Nesih “ diye iki şekli daha vardır.
Hatt-ı Tevki (icazet):Bu yazının Ebü-l Fazl bin Hazin tarafından icat olduğu söylenir.Ferman ,menşur ( Vezirlik ve ona eşit mareşallik rütbesinin verildiğini gösteren ferman-ı hümayun yazısı vbg) Süfera, (seferlere, elçilere yazılan yazılar ) name ve mahkemelerden çıkan vakfiye suretlerinde kullanılan özel bir yazı çeşididir;umumu ilgilendirmediği için herkes tarafından kullanılıp okunup yazılmaz.Yazının yarısı düz,yarısı devirlidir.Kalınlığı nesih yazısı gibidir.Yazımı teferruatlı ve ağırdır.
Hatt-ı Ta’lik; buna Hatt-ı Farisi de denilir İranlılar da diğer milletlere paralel olarak yazıda bir takım değişiklikler yapmışlardır. Bu yazı bizde de kullanılmıştır.”İnce ta’lik “ ,”Gubari talik”, “Ta’lik celisi”, “Kırma ta’lik” gibi çeşitleri vardır. Okunması zor değildir.
Hatt-ı Rik’a; divanideki harf şekillerinin sadeleştirilmesinden oluşturulmuştur. Devir ve meyiller azaltıldığı için yazıda çabukluk elde edilmiştir. Kolay okunup yazılabilen, çok kullanılan yazı şekillerindendir. “Babam, dedem tıkır tıkır Osmanlıcayı yazıp okuyordu.” diyenlerin dedesinin yüzde doksan beşinin okuyup yazdığı bu yazı türüdür. Bu yazı not tutmada, müsvedde’de pusula ve mektup yazmada en çok kullanılan yazıdır.”Rik’a kırması, “Bab-ı al-i kırması”, 2.Abdülhamit’ ten beri kullanılan “İzzet Efendi rik’ası “ gibi farklı yazımları vardır.Günümüzde Risale-i Nurları Osmanlıca olarak yazan Ahmet Hüsrev Altınbaşak hattını da söyleyebiliriz.Güzel ve kolay bir hattır.K.Kerim okuyan birinin 8-10günde okuyabileceği bir yazıdır.
Hatt-ı mağrıbi ve Endülüs; Bu hat Endülüs,Cezayir ve Faslıların kullandıkları yazı çeşididir.Hatt-ı nesihe benzer,kolay bir yazıdır.
Hatt-ı Reyhani; İbn-i Bevvab adında birinin icat ettiği bir yazı olarak bilinir. Kalınlığı sülüs gibidir.gözü kapalı harf yoktur; en belirgin olan özelliği budur. Kur’an ve dua yazmakta kullanılmıştır.
Hatt-ı Siyakat: Osmanlıda çok kullanılan; okuma, yazma ve öğrenilmesi en zor yazım şekillerinden biridir. Sebebi de bu yazıda hareke, olmadığı gibi kelimelerde kısaltmalar yapılır.Bu yazıyı güzelce yazıp okuyabilmek iyice uzmanlaşmak gerektir.Maliye,Tapu ve Evkaf gibi dairelerdeki resmi kayıtları tutmakta kullanılmıştır.bu yazı da işi gereği bunu okuyup yazanların veya merağından dolayı ilgilenenlerin dışındakilerin okuyamadığı bir yazı türüdür.
Osmanlı devlet yapısı içinde kullanılan yazıda nerede ise her yazarın kendine göre bir imlasının oluşu, çok değişik yazım şekillerinin oluşu, harflerin yazımında bir standart ve mecburiyet olmayışı, mahalli veya idari olarak farklı yazımların kullanılışı bir toplumun asırlarca aydınlanmasını etkilemiştir.Tarih boyunca bir bayrak, bir dil,bir alfabe ve bir hukuk, milleti ayakta tutan en etkili değerler olmuştur.Dili ve alfabesi bir olmayan bir milletin ömrü de uzun olmayacaktır.Alfabe de birliğe bir de bu noktadan bakalım!...
NİÇİN HARF DEVRİMİ?: Genel kanı, gelişen dünya şartları çerçevesinde kabul gören düşünce kolay okunup yazılabilen, harflerde standardı olan bir yazıya ihtiyaç olduğu yönündedir.Yukarıda teknik konulara girmeden ana hatlarıyla Osmanlıca yazım çeşitlerine, kısaca değindik.Harf devrimlerinin de fikir akımları gibi, sanayi devrimleri gibi dünya çapında gelişen devrimlerden etkilendiği yolundadır.Bunda ticari; siyasi, askeri birçok neden etkili olmaktadır.Mesela Rusya’nın önce Latin harflerini kabulü, Türkiye’nin Latin harflerini kabulüyle Sovyetler Birliğindeki Türk varlığını hesaplayarak Kril alfabesine geçişi düşündürücüdür.
İlber Ortaylı Arap harflerinin “ıslahı” ya da “tümüyle değiştirilmesi” konusunda yapılan tartışmaların Türkiye tarihinde bürokratik örgütlerdeki ve eğitim alanındaki reform denemeleri kadar eski olduğunu belirtip şöyle der: “Yeni çağların başından bu yana Latin ve Kril (Rus-Bulgar-Sırp gibi)alfabelerini kullanan, modernleşen toplumlar imla reformları yürütmüşler ve alfabeleri üzerinde değişiklilikler yapmışlardır. Yaşayan dillerin hiçbirinde Ortaçağ boyunca standart bir imla yoktur. Aydın tabakanın kullandığı yazı belleğe ve alışkanlığa dayanmaktaydı.Herkesin kabul ettiği standart imla kuralları ve okunması basit bir yazı yoktu.Aslında buna ihtiyaç duyulmamıştır.Çünkü 18.yy’da okur yazar oranı %5-10 ‘u geçen ülke yoktur.(8)
8)Ortaylı,İlber;Harf Devriminin Nedenleri Üzerine s.233
|