TÜRK KORKUSU VE TÜRK DÜŞMANLIĞI
Türk, köken olarak İslam kaynaklarında Hz. Nuh (a.s) un oğlu Yafes’e dayandırılır. Türk’ün bilinen ve tartışmasız kabul edilen yönü ise , “ herkes layık olduğuna kavuşur” fermanı gereğince bin yıldır İslam’ın bayraktarlığını yapmış olmasıdır.
“Bir millet kendini bozup değiştirmedikçe, biz onları değiştirmeyiz” kuralları içinde Türk kendini değiştirmiş, sefahate düşmüş ve şefkat tokadını yemiş, ancak Türk’ün liderlik koltuğuna başkası da oturtulmamıştır. Koltuk yine sahibini beklemektedir… “ Taş kuyuya düştüğü yerden çıkarılır”
Türk sevgisinin arkasında Allah (c.c) inancı, Resullullah (Sav.) aşkı vardır. Türk sevgisinin kaynağı; Türk’ün İslam’la şahlanışı İslam için kanını sebil edişi, İslam’ı kıtalara taşıyıp yayması vardır. Türk; İslam’la etle tırnak, ruhla beden gibi olmuştur. Türk’ü seven, İslam’a hizmet ettiği için sever…
Türk’ü seven, soykırımcı olmadığı ve insanları sevdiği için sever. Türk’ü seven başı sıkışanın Türk’ü ocağına sığınınca korunacağına inandığı için sever. Türk’ü seven Türk’ü Türk’ün himayesine karşı vefa duygusu olduğu için sever…
Türk’e düşman olan; Türk’ün gücünü hazmedemediği, Türk’e karşı kuyruk acısı olduğu, gönül sarayında ezan sesi yerine çan sesini özlediği için düşman olur. Türk düşmanlığını ırkçılık maskesi takarak yapanlar kendi ırki kimliklerinin Türk kimliği altında ezilmişliğinin intikam duyguları içinde yaparlar.
Türk ırkçılığı reddeder. Türk ırkçı değildir, olmamıştır. Türk “ Arap’ın Acem’e, Acem’in Arap’a üstünlüğü yoktur; üstünlük takvadadır.” Hadisine iman etmiştir. Türk ırkçı olsa idi Batı’da Hıristiyan kalmazdı! Türk ırkçı değil, “MİLLİYETÇİDİR.”
Türk’e düşmanlığın gen haritası çıkartıldığında altından “HAÇ”ın çocukları çıkar! Avrupalı İslamiyeti Türkler üzerinden tanıdığı için “MÜSLÜMAN” ve “TÜRK” kavramlarını eşdeğer olarak görmüştür…
“Türk” ün “Müslüman” la aynı anlamda kullanılmasının antropolojik anlamda olmayıp yalnız dini çağrışım yaptırması, Türk’e İslam’ın gururunu yaşatmıştır. Bu durum diğer ırki anlamda ayrı olduğumuz din kardeşlerimizi kıskandırmış, Batı ve Batının uşaklarını çatlatmıştır. Onun için Haçlı baş düşman olarak Türk’ü kabul eder!
Batı dünyasında “TÜRK” ile “ MÜSLÜMAN” eş anlamda kullanılırken “ ÜMMET” ve “MİLLET” arasındaki fark geri planda görülmeye başlanmıştır. Türk ve Türk kimliği ümmetçilik ve ümmetçiliğin temsilciliği gibi algılanmıştır. Şimdi, Türk Milliyetçiliği surlarında gedik açmaya çalışanlar Türk’e bu noktadan hücum etmekteler.
Tirso de Molina, “ Kendini Kıskanan Kadın” adlı eserinde şöyle der; “Avrupa Müslümanları gruplandırma ihtiyacı duymaz. Türk ve Müslüman kelimesini eş anlamlı olarak kullanır. Din değiştirenler ve Müslüman olanlar için “ Türk olmak” (Turne Turk, tornarse turco, vs. gibi kelimeler kullanırlar.
XVI.yüzyıl İspanyasında Türklerle ilgili yazılan eserler üstünde ciddi bir çalışma ve araştırmalar yapan F.F Lanza Türklerin barbarlık ve vahşetini anlatan çok eser bulunduğundan söz eder ve Türk” vahşetinin bu kelime ile sembolleştiğini belirtir. Yani Batı dünyasında Türk; barbar, vahşi ve Hıristiyanlığın en büyük düşmanıdır!
Latin, Yunan, Arap ve İbrani kaynaklarında ve tarihçilerinin bakış açılarında da bu görülür. Bunların bazıları Türk isminin “Turco” acı çektirmek (Aturqendo) işkence veya (a toura) ellerine düşenlere acı çektiren, işkenceler yapanlar gibi sözlerle ifade ederler. Bazı kaynaklar ise Türkleri şeytani bir soy olarak yargılar.
Luther dönemindeki Protestan din bilgini Heidenreich “ Turco sözcüğü” işkence ve acı çektirme anlamına gelen Torture ve Torxuere’den türemiştir der. Yine Niccolo Tignosi’de “Türk” kelimesini “teucri” (Türk) değil, (kasap) şeklinde değerlendirmiştir.
Türklerin kökeninin savaşçı İskitlerle bağlantılı olduğunu söyleyenler de olmuştur. Venedik elçisi G. Morisini (1585) bunlardan birisidir. Türk ve Türklük kavramını en geniş araştıranlardan biri olan M. G. Bunes XVI.yüzyılda Osmanlı tebaası olan tüm Müslümanlar için “TÜRK” kelimesinin kullanıldığını söyler.
Batı toplumunda Türk’ün kolektif olarak hafızaya kaydedilmesinde nefret, düşmanlık duygusu ve korkunun hakim kılınmaya çalışmasını anlamak mümkündür ve şaşılacak bir durum yoktur. Hıristiyan dünyası topraklarını Türklere bırakmak zorunda kalmış, Türk korkusuyla yaşamış yıllarca kiliselerin çanları Türk akıncılarını haber vermek için çalmıştır.
Şaşılacak olan, kimlik kartında T.C. vatandaşı yazanların Türk ve Türklük korkusudur. Irkçılığı bahane ederek Batılıların tabiri ile “ Gran Turco” yani “büyük Türk” ün yeniden sahneye çıkarsa endişesi taşımalarıdır.
İnsan Türk ve Türklükten rahatsız olanları görünce, acaba rahatsızlıklarının sebebi etnisite anlamında geçmişleriyle ilgili bastırılmış duyguların ortaya çıkışı mı var demekten kendini alamıyor !
Kalın sağlıkla
DEVAMI VAR
|