Devlet Bahçeli, MHP ve ülkücülük başlığı altında ele alacağımız yazıyı gözlemlerimiz, tespitlerimiz, teşhislerimiz içinde irdeleyeceğiz.
Bütün amaç daha canlı, daha heyecanlı, daha güçlü ve kuruluş amacına daha uygun bir MHP için olacaktır.
Bunun için ülkücülükten, MHP’li olmaktan neyi anladığımızı, MHP’nin diğer siyasi partilerden farkını, MHP’nin dünü ve bugünü arasındaki sapmaları, ülkenin parsel parsel pazara satışa çıkarıldığı, BOP’un kapıya gelip dayandığı bir dönemde MHP’nin etkin bir muhalefet yapıp yapmadığını sorgulayacağız.
Doğru söz dosttan da gelse acıtır; incitir, sivri bir mızrak gibidir… Çuvala sığmaz, saklanmaz deler, yaralar geçer… Şair der ki:
Doğru ok gibi olsam yabana atarlar
Eğri yay gibi olsam elde tutarlar
Doğruda hiç aç görmedim, eğride tok
Eğri yay elde kalır, menzil alır doğru ok.
Kısaca yaptığımız bu tespitlerden sonra ‘HAKKIN HATIRI HER ŞEYDEN ÂLİDİR’,’KİŞİNİN NİYETİ AMELİNDEN ÜSTÜNDÜR’ kural ve kaideleri çerçevesinde bu hareketten hiçbir zaman şahsi bir çıkar beklentisi olmayan biri olarak sadece Allah(c.c)’ın rızasına uygun olur düşüncesi içinde yazmaya çalışacağım.
MHP ve ülkücülük; “Devlet ebet müddet anlayışı içinde mayası çalınan, kökü Türk’ün tarihinin derinliklerine uzanan, Türk’ün ve Türklüğün ezelden ebede yürüyüşünün sigortasının adıdır.
MHP ve ülkücülük anlayışının ruhu, Türklerin İslam’la tanışınca diğer milletlerden farklı olarak, kılıç zoru olmadan fevç fevç İslam’a koşup; İslam güneşiyle yollarını aydınlatanların arkasında saf tutmak için yola çıkanların hareketidir!
MHP ve ülkücülük; asırlar önce İslam’la tanıştıktan sonra kanımız aksa da zafer İslam’ın olsun, anlayışında olanlardan bayrağı alan; bayrağı aldıktan sonra da yere düşürmeden taşıyan bir ırkın ahfadının adıdır!...
MHP ve ülkücüler, bizim davamız kuru bir cihangirlik davası değildir diyen, inancının tebliği adına cihadı cana minnet bilip kılıcı elinden düşürmeyen; kanını, canını Allah(c.c) ve Rasulünün açtığı yolda akıtarak sebil eden bir milletin, bir anlayışın mirasçıları olabilme gayretindekilerin hareketidir…
MHP ve ülkücüler; ülküsü İslam olan, ülküsünü temele koyan, ülküsü için canını seve seve veren ve vermeye de hazır olan ruh yapısında olanların hareketidir…
MHP ve ülkücülük; İslam inancını hayatının vazgeçilmezi bilen ‘vatan sevgisi imandandır’ diyen, bu uğurda şahadet şerbeti içmeyi cana minnet bilen Mustafa Pehlivanoğlu, Hüseyin Kurumahmutoğlu gibi yiğitlerin ocağıdır…
Bu yiğitler ocağına, aslanlar yuvasına dün faşist, ırkçı, kafatasçı diye saldıran din bezirgânları, fikir fukaraları, lafazan demogoglar şahadetlerinden yıllar sonra onların hayatlarını, mektuplarını anlatıp okuyarak oy toplamaya çalışmakta, sahte timsah gözyaşları dökmekteler.
MHP ve ülkücüler ırkçılığı reddedip lanetleyen, “Arap’ın Acem’e, Acem’in Arap’a üstünlüğü yoktur; üstünlük takvadadır” diyen hadis-i şerifi “amennâ ve saddaknâ” deyip öperek baş tacı yapanların hareketidir.
MHP ve ülkücüler “Biz sizi kabileler olarak yarattık, ta ki yarışasınız.” fermanının gereği bayrağı kalenin en yüksek burcuna dikmeye koşanların hareketidir. Bu anlamda milli kimliğine sahip ve o kimliği öne çıkaran, kendisine hayrı olmayanların başkalarına hayrı olmayacağına inanan, güçlü olduğu zamanlarda zalimin düşmanı, mazlumun hamisi olduğunu herkese gösteren yolun yolcularının hareketidir.
DEVAM EDECEK
