Asırlar var ki İslam’ın bayrakları Türk Milleti batı’nın ardında kuyruk,onlardan da buyruk üstüne buyruk alır oldu!...
Avrupa’ya ilim tahsil edip adam olsun diye fakir milletin parasıyla okumaya gönderdiklerimiz M.Ubinski’nin ifadesiyle “Türklerden tahsil için gelenler ilk iş olarak Avrupalılar gibi çatal bıçak kullanıp giyinmeyi dans etmeyi öğrenirlerdi. Bir toplulukta Türk olduklarını söylerken yüzlerinin kızardığı hissedilirdi. Ülkelerine dönünce farklı olduklarını hissettirmeye çalışırlar; hele de bir makama gelirlerse Avrupalıların takdirini kazanmaya çalışırlardı.”der.
Bu millet kendi değerlerini kaybedip, başkalarının değerlerinin arkasına takılarak çıkış yolu aradıkça batmış; kendine özgüvenini yitiren bir toplum olmuştur. Kendine özgüveni olmayan fertlerde, toplumlarda başkalarının ayakları altında sürünüp ezilmeye mahkûm olurlar. Başarı başaracağım diyenlerin arkasından koşar.
Saltanatın rehavetiyle uykuya dalan İslam dünyası uyuklarken, sanayi devrimini tamamlayan Avrupa ve ABD Müslümanlar uyanmadan mesafeyi açmışlar, İslam âlemindeki ülkelerin başına da birer kukla yerleştirerek sömürülerini rahat rahat devam ettirmişlerdir.
Avrupa ülkeleri önce ticari amaçlı, sonra siyasi amaca yönelik bir birliktelik oluşturarak yeni bir Roma olma yolunda gidilmiştir. Bunun temelinde hepimiz Hıristiyanız ve bu da bir Hıristiyan (kulübü)birliğidir; inancımız da birlikteliğimizin temelidir denilmiştir.
Bu düşüncelerle AB’liği bayrağına da Hz. İsa (A.s)ya sağlığında iken iman eden 12 Havariyi temsilen 12 yıldız konulmuştur. Kuruluşta kaç devletti, şimdi kaç devlet oldu; yıldız sayısı değişti mi? Hayır değişmedi! Burası Hıristiyan kulübü, sen de elli senedir kapıda dilenci konumunda bekletilen, mezardaki ecdatının senden utandığı evlat!
Dün doğu bloğu olan ülkeler sıraya girerken, kendisine köpek deliğinden girişin yolu gösterilen Türkiye!...Liderlerimiz mi?Onurlu giriş için etek öpme yarışındalar!
Eskiden bir sloganımız vardı.”Ey Türk titre ve kendine dön.”diye şimdi diyoruz ki Ey İslam âlemi artık silkin kendine dön, kendine gel ve K.Kerime kulak ver, bak ne diyor; uyan!”Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. Eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.”Bakara-120 Yine ”Ey inanlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır.”Maide-5
K.Kerim’den sonra dost dediğimiz batıya dönüp bizlerle ilgili düşüncelerine bakalım. E.Durkheim der ki: ”Avrupa ülkeleri kanunla, Osmanlı devleti ve Müslüman ülkeler sopa ile yönetilirler.” 18.yüzyılın Avrupa’sında parmakla gösterilecek kadar öne çıkarılan Herder Türkler için der ki:”Birçok sanat eserini yok etmiş; saygın yunan halkını egemenlikleri altında alarak onları aşağılık barbar toplumlara dönüştürmüş; yüzyıllardır Avrupa’da bulunmalarına rağmen, Asyalı barbarlar olan Türklerin Avrupa’da yeri yoktur.”
Dün Anadolu Hırıstiyanlığın, kutsal topraklarıdır diyen haçlı bugün kardeşi kardeşe kırdırarak, faili meçhullerin altını imzalayarak, PKK, KCK, PONTUS, ERMENİ soykırımı gibi olayları gündemde tutarak gâvurdan dost olmayacağını gösterse de domuzun kasaplık hayvanlar listesine alınmasını. AB uyum yasaları çerçevesinde kabul ettirmiştir.
Batı’nın felsefi sistemi içinde büyük felsefeci olarak kabul edilen Hegel bakın İslam ve Türklüğe nasıl hakaret ediyor. Diyor ki: “İslam fanatizmdir, ilkesi ise terördür.” diye İslam dinine saldırırken, Türkler için de “Türkler, kendi akılları almadığı için, başkalarının akıllarıyla hareket etmeye muhtaçtırlar…”Bütün bunlara Yahudi ailenin çocuğu Fransa Cumhurbaşkanı ve Fransa parlamentosuyla, Senatasu’nun Ermeni meselesine bakışlarını da ekleyiverin… Yetmezse Hz. Peygambere yapılan hareket yarışlarını da koyun!
Batılının bakışını kısaca not ettikten sonra okyanus ötesine geçip dost postundaki akrep ABD’lilere bakalım. ABD Başkanı Wilson 1912’de “Türkiye haritadan silinmelidir.”der.6-Mayıs 1919’da Morgenthau’nun Türkiye’ye elçi olarak atanması teklif edilince ABD Başkanı Wilson “Türkiye diye bir şey olmayacak ki, elçi göndermek gereksin ”diye cevap verir. Lozan’ı tanımazlar.
ABD’li nankördür. Knuru’da bir tugayını yok olmaktan kurtaran Türk askerine borcunu puştluk yaparak basına çuval geçirerek ödemiştir.
“Milli Görüş” Kurmayanlarından Oğuzhan Asiltürk Habertürk Televizyonunda katıldığı programda tutuklanan subayların vatansever milliyetçi olduklarını dile getirdi ve “Ergenekon,altını çizerek söylüyorum Türk Ordusu’nda TSK içinde Amerikan karşıtlarının tasfiyesidir..”dedi.
Amerikalı, BOP çerçevesinde demokratikleştirdiği Irakta anadan doğma soyduğu insanları üst üste yığıp kadın kızın ırzına geçti. Bunlar yetmedi Müslümanları dört elli(köpek)vaziyetine koyup başına tasma takıp hatıra fotoğraflarını çektirdi… Bizler mi? Bizler de demokrasi ve özgürlük fedailerinin ülkelerine sağlıkla dönmelerine duacı olduk!
İki kutuplu dünyada Rus işgalcilere karşı eğitilen Afganistan Taliban militanları,Rus tehlikesi geçince BOP çerçevesinde demokratikleştirilmeye karşı direndikleri için öldürüldü ve Amerikalı askerler tarafından üstlerine işenip video kayıtları yapıldı.Bizim safımız mı?Biz kahraman demokrasi fedailerine duacıyız!!!
Titreyip kendimize dönelim! Kuran’a ve Hz. Muhammed’e kulak verelim ve “Kişi sevdiğiyle beraberdir.”diyerek kıblesi Kabe olana kardeş diyelim; kalın sağlıkla.