Kaddafi 1942 yılında Sirte yakınlarındaki bir çölde dünyaya gelen, çölün çocuğu. Çölde gözünü açtı, çölü ve insanlarını sevdi. Onlar için hayaller kurup 1969 yılında kansız bir darbeyle iş başına geçti.
Kaddafi Arap halkalarını bölüp sömürmek için kurulan sömürge tezgâhlarını yıkmaya çalışarak mücadeleye başladı.
Bu anlamda ilk iş olarak İngiliz askeri üstlerini kapatıp, birliklerini ülkeden çıkardı. Petrol şirketlerini ulusallaştırdı. İtalyan ve Yahudi azınlığın mal varlığına el koyarak onları göçe zorladı. Yani; yanisi, Kaddafi fincancı katırlarını ürküttü!
Emperyalist güçler Kaddafi’ye karşı bazı yaptırımlar uygulamaya kalktılar, olmadı. Birkaç kez suikast girişiminde bulundular onları atlattı. ABD bombaladı, çocuğu öldü kendi kurtuldu.
Kaddafi bir Liibyalı olarak iyi bir milletperver ve vatanseverdi. Bedevi bir toplumu aydınlatabilmek için eğitim öğretim seferberliği başlattı; halkın yüzde 25’ini yüksek tahsilli hale getirdi.
Libya halkından olup ta işsiz olanlara iş bulana kadar tam ücret ödeyerek vatandaşını mağdur etmemiş ve ülkesinde olaylar başlayana kadar sokakta bir tek dilenci görülmemiştir.
Ülke vatandaşına sıfır faizle kredi vermiş ve bunun yanında okuyan öğrencinin tahsil durumuna göre de eğitim öğretim kredisi vermiştir. Ayrıca yeni evlenen çiftlere karşılıksız ev verdi.
Kaddafinin yaptığı en önemli işlerden biri yurt dışında tahsil yapan Afrikalı öğrencilerin elinden tutarak onlara da burs verip bir nevi İslam misyonerliğinin destekçisi oldu. Bundan rahatsız olanlar uçak düşürme ve ikiz kuleler gibi olayları Kaddafiyle de ilişkilendirmeye çalıştılar.
Çölün derinliklerindeki suyu çekerek istifade etmesini bildi. Orta doğunun ve dünyanın önemli bir sorunu olan su meselesini hallederek 10 sentlik bir maliyetle elde ettiği suyu tarıma 3 sente, sanayiye 30 sente vererek Libya’yı tarım konusunda dışa bağımlılıktan kurtardı. Çölü yeşertip yeni ve canlı bir hayat başlattı.
‘Ekonomik bağımsızlığı olmayanın, tam bağımsızlığından bahsedilemez.’ Kuralı gereği Libya bağımsızlığından bahsedebilecek ülkelerden biridir. Emperyalist ülkelere boyun eğmedi. IMF ve Dünya Bankasından bir kuruş kredi kullanmadı.
OPEC ülkeleri toplantısında dolar ve euro yerine, altın karşılığı satış yapmayı Saddam Hüseyin gibi dile getirerek ayağına değil kafasına kurşun sıktı. Zira altın karşılığı para basmayanların ve dolar patronlarının huzurunu bozup uykusunu kaçırdı.
Kendilerini dünyanın efendisi kabul edenler yani bir dolardaki piramidin tepesindeki gözle sembolize edilen güç ve onun avanesi buna müsaade etmedi; edemezdi de! Doların basımı ile ilgili yeni bir çalışma yapılmasını dile getiren Kenedi arabasının içinde iki mermi ile susturulmuştur.
Kaddafi vatanseverdi. Kendisine yapılan yurdunu terk etme fikrine karşı çıkmıştır. Devrim muhafızları komutanı Mansur Dav’ın açıklamalarına göre: ‘ Ülkeyi terk etme fikrini reddedip, atalarımın toprağında öleceğim.’ Dedi ve dediği gibi de yaptı.
‘Kıbrıs Türk Barış Harekâtında Amerika ambargosuna rağmen Türkiye’ye yardım yapan tek ülke Libya, tek lider Kaddafidir. Bir vefa borcu olarak, bir Müslüman olarak, Allah taksiratını affetsin deyip rahmet diliyorum.