SEVR’İN DÜNÜ BUGÜNÜ VE PKK
Sevr Anlaşması,Birinci Dünya Savaşından sonra Osmanlı Devleti ile İtilaf devletleri arasında 10 Ağustos 1920’de imzalanır.
Sevr bir anlaşma değil,idam kararı verilen Anadolu Türklüğünün idam sehpasında ayağının altındaki sandalye’ye tekmenin vuruluşunu beklediği andır!...
Sevr,Türk milletinin kara yazgısı,idamının fermanı,Türklüğü Anadolu topraklarından silip,atın sırtında geldikleri Orta Asya bozkırlarına postalamanın davullu zurnalı merasiminin adı!...
Sevr,bir anlaşmadan çok Türklüğün Anadolu’dan tasfiye sürecinin başlatılması,hasta adamın mirasının bölüşümü ve mirasyedi evlattan ülkenin tapusunun talep edilişi!...
Sevr,’Anadolu Hıristiyanlığın kutsal topraklarıdır.’diyenlerin bu toprakları savaşarak alamayacaklarını anlayınca savaştıkları orduyu tasfiye kararı aldırarak fethetme kararının uygulamaya konuluşu!...
Bugün de Sevr,haçlı dünyasının beyninin bütün ünitelerini işgal etmiş bir aşkın irsi olarak devamının adı…
Lord Courson Lozan’da İsmet İnönü’ye Sevr’de yıkılan hayallerinden vazgeçmeyeceklerini şu cümlelerle ifade ediyordu:’Şimdi benden burada direnerek aldıklarınızı birgün size ödeteceğim.’
Dün Türk ordusunu tasfiye kararı aldıran güçler bugün de asit kuyularında ceset arattırıyor,faili meçhul cinayetleri sorgusuzca askere yüklüyor,her kurumda olabileceği gibi fertlerin hataları kurumsallaştırılarak Türk ordusu yıpratılmaya çalışılıyor.
Ordunun içinden de Mehmet’in anasının örtüsünden rahatsız olan,askerinin başına çuval geçirilince sessiz kalan,din deyince irtica anlayanlarla peygamber ocağının itibarı sarsılmak isteniyor.
Etkili ve de yetkili bazı zevat da ’İyi ki bu orduyla savaşa girmemişiz.’diyerek dün Sevr’de gavurun yaptırmak istediğini biz kendi ordumuza yapmak için yarışıyoruz.
Kürt meselesine gelince;Kürdistanla ilgili olarak 1989’da eski Sovyetler Birliği Akademisi Doğu Bilimleri Enstitüsü Kürtçe Bölümü direktörü Prof. Lazarev şöyle der:’KÜRTLER AÇISINDAN SEVR BİR UMUTTU,LOZAN İSE İFLAS’ diyerek ‘Lozan Zafer mi Hezimet mi’ diyerek beyin yıkayanları cevaplandırırken,elden kaçırılan kuş için Hıristiyanlık adına hayıflanıyordu!...
Günümüzde AB’nin Kürt meselesine bakışının özetini Almanya eski dış işleri bakanlarından Hans Dietrich Gencher Stüddeutsche gazetesine şöyle özetliyordu:’Biz Yugoslavya’da yeni bir model oluşturduk ve uyguladık.Türkler ve Kürtler böyle bir model de anlaşmalıdırlar.’ Yani Kürdistan’lı, Pontus’lu 20’ye bölünmüş bir Türkiye.
Sevr’de Kürt devleti kurma projesine gelince,Sevr dayatmasının 62-63-64, maddeleri ile ilgili İngiltere,Fransa ve İtalyan temsilcilerinin oluşturduğu bir komisyonun Fırat’ın doğusundaki vilayetlerde bir yerel yönetim düzeni kurup bir yıl sonra da Kürtler dilerse Birleşmiş Milletlere baş vurup bağımsız bir devlet olma talebinde bulunabileceklerdi.
Sevr’de yukarıdaki maddelerle kendi kaderini tayin hakkı Kürtlere tanınıp,Türkiye de Fırat’ın doğusundaki bölgede her türlü ‘Ulusal egemenlik haklarından’ vazgeçiyordu.
Dün yukarıdakileri bize Sevr’le dayatanlar bugün AB ile ders kitaplarında şehitlik,gazilik,bayrak,millet ve son din İslam’dır gibi kavramların kaldırılmasını talep edebiliyorlar.
Dün Sevr’le Fırat’ın doğusunda devlet kuranlar,bugün BOP ‘la 25 devletin sınırlarını değiştirip yine Kürdistan’lı haritalar yayınlıyorlar.Haçlı dün bizim için ne düşünüyorsa,bugün de yarın da onu düşünecektir.
Tarih 27 Kasım 1978, yer Diyarbakır Lice Fis köyü.PKK’nın Birinci Kuruluş Kongresi burada gerçekleşir Öcalan başkan seçilir, yurt dışına eğitim için örgüt üye gönderir.
1979 yılına gelindiğinde Öcalan Suriye’ye gelerek Suriye’nin desteğinde Şam’dan örgütü yürütmeye başlar ve Suriye’de Ali Hamad kod adını kullanır.
PKK Birinci Konferansı 15-25-7-1991 tarihleri arasında Lübnan’da Helvi(Mahzun Korkmaz Akademisi)kampında yapar.Filistin Demokratik Halk Cephesi,Helvi kampının tamamını PKK’ya tahsis eder.Suriye ile Irak İKPD arasında da anlaşma yapılarak PKK’nın Kuzey Irak’a yerleşimi sağlanır.
Tarihler 30-10-1986’yı gösterirken PKK üçüncü kongresini yapar.Örgütün Avrupa’da tanıtılması ve ARGK Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusunun kurulma kararı alınır.Bu kongrede yine özgürlük ve bağımsızlık için Halk Kurtuluş Ordusuna katılınılarak Türk sömürgeciliğine karşı mücadele etmekten kaçınanlara yargılanarak ölüm cezaları verileceği kararı alınır.
26-31-Aralık-1990’da Kuzey Irak’ın Haftanin bölgesinde PKK dördüncü kongresini yapar.Bu kongrede alınan kararla PKK’nın Kürdistan olarak ilan ettiği bölgelerdeki bütün devlet kuruluşlarını temsil edenler düşman olarak ilan edilir.
Devlet ve belediyelere vergi vermeme,önemli kuruluşları santral,okul,şantiye gibi imha etme,ulusal kurtuluş ve bağımsızlığa giden yolda halk ayaklanmalarını ağlama kararı alınır.
1994 yılında yapılan konferans toplantısı sonrasında da metropollerde sabotaj,kundaklama,bombalama ve Karadeniz’e açılma kararı alınır.
Avrupa Komisyonu tarafından 6 Ekim 2004 tarihinde yayımlanan öneriler raporunun 10.maddesinde şöyle denilir:’Avrupa Konseyi,Türk toplumu içinde ordunun halen yeniden güçlenen önemli bir rol oynadığı konuda endişelidir.’ Evet dün Sevr ile askerden rahatsız olanlar bugün Avrupa birliği adına konsey olarak askerimden rahatsız…
Kılıf:daha demokratik,daha özgürlükçü bir Türkiye…Peki dünyanın jandarması acaba pentagondan ne kadar bağımsız nefes alabiliyor…
Türkiye’de teröre destek verenler, haçlı zihniyetinin devamını sağlayan,ülkesi çanlı boynu haçlı kimselerdir.
Muharrem Bayraktarın Batının Kaynakları Altında PKK adlı Toplumsal Dönüşüm Yayınlarında çıkan eserindeki tespitlerine göre Almanya’da 184,Belçika’da 24,Danimarka’da 19,Finlandiya’da 4,Fransa’da 23,Hollanda’da 19,İsviçre’de 27,İngiltere’de 19,İtalya’da 6,İspanya’da 3,İsveç’te 36,Kanada’da 2,Norveç’te 6,Romanya’da 5,Yunanistan’da 10 PKK’ya ait dernek bulunmaktadır.Yani cetvel bu…Eğri cetvelden doğru çizgi çıkar mı?
Üzücü olansa 57.hükümet döneminde kabul edilen ’ikiz yasalar’ olarak söylenen Uluslarası sözleşmede ‘Halkların kendi kaderini tayin etme hakkı’nın kabul edilişi,bir sonraki hükümette de bunun mecliste onaylanmasıdır.
Biz konumuzu bir ayet meali ile bitirelim:’Sen dinlerine uymadıkça,ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar.Eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan,bilmiş ol ki,Allah’tan sana ne bir dost,ne bir yardımcı vardır.’ Bakara-120