-
alacam55.com - duyuru    BAŞKANLIK SİSTEMİNDEN BEKLENEN NE ?  10.01.2017 11:58:43

   Türkçüler Günü  3.05.2013 18:33:58

   ALAÇAM-YAKAKENT TARİHİNDEN KESİTLER  10.04.2012 13:46:46

 • Ana Sayfa
 • Yakakent
 • Kozköy Tarihi
 • Kozköy Hakkında
 • Örf ve Adetlerimiz
 • Kız İsteme
 • Unutulan Dil
 • Kim Nerede ?...
 • Kaybettiklerimiz
 • Foto Galeri
 • İletişim
 • Editör Giriş
 • Site Yönetimi Giriş
 • Güvenli Çıkış
.:: MİSYONERLERİN YENİ MASKESİ DİYALOG ::.

MİSYONERLERİN YENİ MASKESİ DİYALOG


         Hristiyanlık alemi 18. Asırdan itibaren , İslam alemine karşı uyguladıkları  planları yeniden gözden geçirmeye başlarlar.


          Yapılan araştırmalarda karşılarına çıkan en büyük engelin halkın tereddütsüz inandığı İslam âlimleri ile eserlerine olan bağlılıkları olduğunu tespit ederler.


          Gerekli inceleme ve tespitleri tamamladıktan sonra kaleyi içten fethetmek için İslamiyet’i  en ince noktasına kadar bilen âlim kılıklı ajanlar yetiştiriler.


            İngiliz Enteljans elemanlarından Hempel hatıralarında ( 1730 ) larda İslam ülkelerinde beş bin görevli elemanlarından bahseder.


            Haçlı zihniyetinin temsilcileri zamana ve şartlara göre, hilale saldırıya devam ederek ezan sesini susturmaya çalışmaktadırlar.


            Günümüzde uyguladıkları çökertme etkinliklerinin en başında yine değişik metotlarla uyguladıkları misyonerlik gelmektedir…


            Misyonerliğin son aşaması “ Dinlerarası diyalog ve hoşgörü” projesini gündeme getirmek oldu. Dinlerarası diyalog çalışmaları yapan konsil ilk defa 1962 yılında toplanıp daha sonraki toplantılarda misyonerlik faaliyetlerini  Dinlerarası diyalog toplantıları adı altında geliştirme kararı aldılar.


            1964 yılında 2. Vatikan konsilinde “ Hristiyan olmayanlar sekreteryası “ kuruldu.


            1973 yılında sekreterlik görevine getirilen Pietro Rossano sekreteryanın yayın organı  BULETİNDE’ki yazısında diyalogdan amaçlarını şöyle anlatır:


            “ Diyalogdan söz ettiğimizde açıktır ki, bu faaliyeti kilise şartları çerçevesinde misyoner ve İncil’i öğreten bir cemaat olarak yapıyoruz. Kilise’nin bütün faaliyetleri, üzerinde taşıdığı şeyleri, yani esih’in sevgisini  ve Mesih’in sözlerini nakletmeye yöneliktir. Bu sebeple diyalog, Kilise’nin İncil’i yayma amaçlı misyonunun içinde yer alır.”


            Diyaloğun mimarlarından M.Watt “ Modern dünyada İslam Vahyi “ alı çalışmasında diyaloğun birinci şartı “ Benim dinim son dindir inancından vazgeçmektir; çünkü buradaki “ SON “ kelimesi diğer dinleri geçersiz kılma ve diğerlerinden daha üstündür anlamına gelir bunun terk edilmesi gerekir” der.


            Ey Müslüman Türk’ün evladı uyan artık!..


            AB uyum yasaları çerçevesinde dayatılarak hutbelerden “ Allah katında din ancak İslamdır” ın ( Âl-i İmran-19) kaldırılması talepleri ve bunların düşünülebilmesi bizleri uyandırıp kendimize getirmez ise bu yolun sonu nereye varır?


            Pietro Rossano, diyaloğu şartların doğurduğunu İseviliği ilk yayan Havarilerin metoduna benzer bir metot olduğunu belirtip şöyle der: “ Kilisenin henüz bulunmadığı yerlerde tesis edilmesi için yapılan bir faaliyet olarak anlaşılan misyon , artık diyalog olmadan başarıya ulaşamaz .”


            ll. Paul 1991 yılında ilan ettiği ( Kurtarıcı misyon ) isimli genelgesinde , aynen şöyle diyordu: “ Dinlerarası diyalog, Kilisenin bütün insanları kiliseye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır.. Bu misyon aslında Mesih’i ve İncil’i bilmeyenlere ve diğer dinlere mensup olanlara yöneliktir” diyordu .


             Ve papa ll paul 2000 yılı mesajında da nihai hedeflerini şöyle açıklıyordu: “ Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda ise Asyayı Hıristiyanlaştıralım


            Amaçlarını açık ve net ortaya koyan güçler, ülkemizde her kimlik altında kendilerine yardımcı olacak güçler oluşturmuş , beyinlere ipotekler koymuşlardır.


            Bilhassa son dönemlerde serbest bırakılan misyonerlik hareketlerine bağlı olarak harabe kiliselerin hızlı bir şekilde onarımı , yer altlarından temel kalıntılarının  çıkarılışı, yeni kiliselerin açılışı, kilise evlerinin çoğalması bana Jomo Kenyattayı hatırlatır.


            Jomo Kenyatta Afrika’daki gelişmeleri şöyle anlatır: “ Hıristiyanlık Afrikaya geldiğinde Afrikalıların toprakları, Hıristiyanların ise İncilleri vardı . Hıristiyanlar bize gözlerimizi kapayarak dua ve ibadet etmemizi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda onlar bizim topraklarımızı, biz de onların İncillerini almıştık.


            Sayın Okuyucum; Siz ne dersiniz? Gaflet dalalet, hatta hıyanetin boyu oralara varır mı dersiniz?


            Şehit ve gazilerinin vatan için akan terine, kanına, saygısı olan; bayrak inmesin, ezan dinmesin, vatan bölünmesin diyenlere selam olsun.



Turan TOK

Pontusçuluk Faaliyetleri

Mustafa TOK

Beka mı ?

Tuğrul Kutluk ŞAAD

Türk’ün en sıcak Otuz Ağustosunun, doksan yedinci

Süleyman Arpa

Tarım ve Hayvancılık
SAMSUN
.:: Seçme Başlıklar ::.