POYRAZ esintisiyle YAKAMOZ’ da aranırken, AY IŞIĞI’ nda rastlanan SARI KIZ dan, toplumsal narkoz tadında sağılacak süt bittiğinde,
ÇUKUR’ a düşen AMBAR da ki BALYOZ ile KOZMİK ODA'nın kilidini açmak veya,
Washington, Telaviv, Vatikan, Bürüksel ve Moskova köşeli çokgenlerle örülü muğlâk açılardan sadece birisi olan, KÜRT (çalımı) MUHİPLİĞİ uğruna,
Örselenen, yara açılan TÜRK yüreğini GATA narkozlu TÜRBAN ile sarmaya çalışmak,
İşte son iki yılın yurdum manzarası…
Kim nasıl ve hangi dil ile okursa okusun.
Toplu narkoza uğramış bir milletin bu narkoz halinden çıkması veya çıksa bile bunca karmaşık bir tabloyu kendi dilince okuyabilmesi imkânı varmıdır.
Tavanında asılı duran lambanın boş ışığına, pek de güzel aydınlatıyor diye hayran bir sarhoşlukla bakan milyonların,
Lambayı kimin hangi maksatla astığını sorgulamak şöyle dursun, bir kez olsun, bunun elektriği nereden geliyor diye sormayı akıl edemeyişini,
Başında sallanan ampul için yıllardır ödenen faturayı ve daha ne faturalar ödeneceğini düşünemeyişini,
Milli narkoz hali dışında başka bir şeyle izah imkânı varmıdır.
Yapısı (teknolojisi) itibariyle kendisi enerji üretemeyip, misyonu için zorunlu olan elektriği dışarıdan almaya mahkûm olup, hariçten aldığı (haricilerin verdiği) elektrik kadar aydınlatabilen lamba,
Sallanarak da olsa, ışığından haramilere yetecek kadar yayarken,
Müstevliler doymak bilmez bir iştiha ile talana devam ediyor.
Devlet ve millete yönelik taarruzun çıkardığı çatırtıdan toplumun uyanma ihtimaline göre hesaplanan narkozlara ise, sırasınca ve kararınca devam ediliyor.
İşin en ilginç ve şaşılacak yönüne gelince…:
Narkozu veren şırıngayı tutan pek mahir ellerin azımsanmayacak bir kısmının, ümmetin son ümidi diye bakılan okumuş gariban köylü çocukları yani milletin has evlatları olması, ayrıca,
Vazifelerini de samimi duygularla, DEVLET ve MİLLET menfaati için fedakâra ne bir inançla yapmalarıdır.
Not:
DEVLET ve MİLLET menfaati için fedakâra ne bir inançla hizmet ettikleri düşüncesindeki gayretkeş gariban köylü çocuklarının, bir fırsatını bulurlarsa;
Jön TÜRKLER’ in samimi inanç ve ülküleri uğrundaki uğraşlarını, katlandıkları çileleri, GÂVUR ile kimlere karşı nasıl ortak ittifaklar oluşturabildiklerini ve hiç farkında olmaksızın GÂVUR’ un değirmenine memleketin hangi dağlarındaki, tertemiz duru suları taşıdıklarını araştırıp incelemeleri ümitle tavsiye olunur.