Son günlerde bazı arkadaşlarımızdan sitem dolu ; sitem dolu olmasının yanı sıra suçlayıcı tarzda mesajlar almaktayım. Mesajlarında yaptıkları eleştiriler de isim vermeden şahsıma hakaret eden kanı bozuklar, korkaklar olduğu gibi, ismini vererek bir arkadaş, dost ve kardeş gibi hakaret etmeden saygılar sunarak, o saygısının yüz katını hak eden, şerefli, adam gibi adam sözüne yakışan arkadaşlar da var.
Arkadaşlarımızın bazıları Yakakent Belediye başkanını eleştirdiğim için, bazıları Başbakan R.T.Erdoğan’ı ve Cumhurbaşkanı GÜL’ü eleştiren yazıları internet sitemize koyduğum için bazıları da sadece internet sitesinde hiç olmayacak isteklerine yer vermediğim için kimi arkadaşlar da her siyasi görüşe eşit davranmadığım düşüncesi ile eleştiriyorlar.
Napoleon ‘un dediği gib Yapıcı eleştiri, akıllı insanları güçlendirir. Ahmakları öfkelendirir. Yapıcı da olsa yıkıcı da olsa, eleştiriler karşısında öfkelenmemek en güzelidir.. Peygamber efendimiz (S.A.V ) buyurduğu gibi Öfke imanı bozar. Üstelik te eleştiri karşısında öfkelenmek mümin’e yakışmaz.
Yukarıda da belirttiğim gibi her eleştiride büyük devlet adamı Rauf Denktaş’ın Ölçülü yapılan tenkit, en güzel nasihattir sözünü hatırlarım. Ünlü İngiliz devlet adamı S.W.Churchill Eleştiri belki güzel bir şey değildir, ama gereklidir. Ağrı ile aynı işi görür, zira ağrı da vücutta bir arıza olduğunu haber verir derken eleştirinin insan için ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.
Eleştirilere gelirsek arkadaşlarımızdan birisi aynen şöyle yazmış, Tek harfine dokunmadan aktarıyorum.
Başbakanın Davosta ki tavrı.; O tavır aleyhine ne kadar İsrail yanlısı vatan haini varsa yazılarını buraya ekleyip haber değeri kazandırıyor.Sayın abi’min İsrail yandaşlarının yazılarına burada link vermesi doğrusu bir ülkücü tavra yakışmayacağına inanıyorum. Demiş. ,
Dediği çok doğru Ülkücülüğümle her zaman övündüm övünmeye de devam edeceğim.
Değerli arkadaşım; biz sizden hep Türk gençliğinin ülkücü tavırını öğrenmiştik abi...israil yandaşalarının tavırlarına karşı nasıl tavır almazsınız. Diyor.,
Doğru söylüyor. Demek ki bizde de kabahat var ,Ona vatan hainliği ile , İsrail yandaşlığının ne olduğunu ; İsrail yandaşlığı ve vatan hainleri karşısında ülkücü duruşu tam öğretememişiz.
Bu sebeple herşeyden önce Ülkücü ve Ülkücülük nedir,olaylar karşısında Ülkücü duruş nasıl olmalıdır bunları anlatmaktan ziyade Turan TOK ağabeyimizin şu adresteki yazısını okumasını tavsiye ederim. http://www.kozkoy.net/editordevam_yazi.asp?idyazi=92
Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür .!
Sayın Başbakan R.T.E nin Davos ta ne söylediğinden önce Yahudi’lerle ilişkilerine bakmakta, yakın geçmiş künyesini okumakta ve de Yahudiler kimleri Davut boynuzlu madalyalarla gerçek dostları ilan etmişler, onu öğrenmekte fayda var.
Tarih: Ocak 2004 Yer: New York da AJC ( Amerikan Yahudi Komitesi) nin toplantılarının yapıldığı HSBC binası ve içeride büyük bir ödül töreni .
1906’da New York’ta Yahudi bankerler tarafından kurulan ve . Musevi Örgütleri’nin çatısı olan AJC nin Tek amacı İsrail devletini kurmak, Siyonizm’i dünyaya egemen kılmak. AJC sadece Siyonist önderlere layık gördüğü cesaret madalyasını (Davutun boynuzu ) kuruluşundan beri ilk kez bir Müslüman’a verdi.
Peki kim bu Davut’un BOYNUZU'nu alacak kadar cesarete layık görülen şerefli Müslüman?
Senin Davos fatihi ...! dediğin R.T.Erdoğan!
Yahudiler ;Yahudi dostu olmayanlara ödül verirler mi?
Şu tesadüfe bakın ; Yer aynı , Tarih aynı Sadece örgütün ismi değişik Adı: ADL (Anti Deformation Launge) Yahudilerin ABD’deki bir diğer büyük örgütü.
Senin Davos fatihi ...! dediğin Davut'un BOYNUZU cesaret ödülünü alan , Recep Tayyip Erdoğan’a bir başka Yahudi Abraham Foxman, üstün hizmet madalyasını takarken onu Musevilerin ebedi dostu olarak ilan ediyor.
Ben değil, siteye yazılarını koyduğum vatan haini dediğin yazarlar değil, dünya Yahudileri cesaret madalyaları ve Davutun BOYNUZU ile ebedi dost ilan ediyorlar , Senin Davos Fatihi...! dediğin R.T.Erdoğan'ı..
Güzel kardeşim gerçek dostların, dostlara , kardeşlerin, kardeşlere hakareti olmaz; sitemi olur.Başbakan R.T.Erdoğan’ın Davostaki o hiddetli konuşması İsrail Cumhurbaşkanı Peres’e ne haddini bildirme, ne hakaret ,ne de “Fatih”’liğinden, bu sadece ve sadece “ebedi” , dostun, “ danışıklı” dostuna sitemiydi.
Eğer öyle olmasaydı; A.K.P hükümeti'nin şu anki AB. baş müzakerecisi sıfatını taşıyan ve devlet bakanı olan Egemen Bağış “Türkiye’deki Yahudilerin yüzde 70’i seçimlerde AKP’ye oy verdi.” dermiydi...!
Kimin vatan haini olduğunu görmek için, Yıllardır Günümüz Yezit’i A.B.D nin misafiri olan fakirin basın’ı da dahil olmak üzere, İktidara yakın yalama ve besleme basını incelemek yeterlidir
Vatan hainlerini görmek için; bu milletin evlatlarından ALLAH adı ile aldatarak söğüşledikleri himmet paralarıyla beslenen ; Marksist'i, ateist'i,Ermeni'si, Rum’u Hristiyan’ı Müslüman görünümlü din tüccarı haymatlos bir sürünün Yezidin misafiri Fakirin dediği gibi ölselerde bir araya gelmeyecek kimselerin hangi gazete tv ler de kümelendiğine bakman yeterlidir?
Vatan hainlerini görmen için düşünceye özgürlük ve diyalog adı altında Abant konsillerinde dinlisi , dinsizi hep bir ağızdan Türk'lüğe ve bölünmez bütünlüğümüze çemkiren beyinleri ve kalemleri kiralık, düşünceleri ve vicdanları cüzdanlarına ipotekli ,iki ayaklı ,insan suretindeki sürüyü tanıman yeterlidir. ...!
Arkadaşımız başbakana saygıdan bahisle, başbakana saygının millete saygı olduğunu ima ediyor.Başbakanın ananı da al git lerinden bahsetmeyeceğim.
Terörist başı Abdullah Öcalan’ a sayın derken şehitlerimize kelle demesi sonucu mahkemelerimizce aziz şehitlerimize saygısızlığı tescillenen bir başbakan’a saygı gösterilmesinden bahsedilebilir mi?
Marksist ve ateistliği ile övünen hatta ve hatta Bu vatanı bir kadın memesine satarım diyebilen evlatlar yetiştiren ve bu evlatları ile övünen bir Çetin Altan. Ve o Çetin Altan’a verilen Kültür ve Sanat , Büyük Ödül töreninde onun konuşmasını ayakta hazır ol vaziyette dinleyen onu Türkiye’nin düşünce semasında bir gökkuşağı olarak niteleyip “Türkiye artık ne Çetin Altan’ı 300 kez mahkeme kapılarına çağıran ve düşünceyi mahkum eden bir Türkiye’dir, ne de Nazım Hikmet’i 12 yıl boyunca hapishanelerde tutan Türkiye’dir” derken Nazım Hikmet'in neden hapis yatıp yurt dışına kaçtığını unutan bir başbakan’a…!
Herkesin malumu Nazım Hikmet'ten cezaevlerinde çürümüş vatan kahramanı gibi bahsederken şiirlerini kasetlere buğulu ve hüzünlü bir ses tonuyla okuduğu , hayatı mahkemelerde ve ceza evlerinde geçen üstat dediği Necip Fazıl’dan tek söz etmeyen bir başbakan’a..!
Ateist’e , dinsiz’e, Yahud’ye ,Rum’a , Ermeni’ye ve vatan hainlerine gelince saygıda kusur etmeyip, nazik konuşan bir başbakan ; ama söz Türk, Vatan, Milliyetçilik ,Ulusalcılık bölünmez bütünlük diyenlere karşı tahammülsüz ,olabildiğince sert ve hakarete varan sözler söyleyip kendini eleştiren gazetelerin okunmamasını tv lerin seyredilmemesini isteyebilecek kadar kontrolünü kaybeden öfke kusan bir Başbakan’a .!
Saygımı istiyorsun yoksa itaat mı? …! Saygısız değiliz ; saygı layık olana gösterilir….! Amma ;itaat dersen ülkücünün kime itaat edeceğini Turan TOK abimizin yukarıda bahsettiğim yazısında bulabilirsin. Hakaret etmiyoruz ve etmeyiz. Haddimizi bu zamana kadar bildik; aile terbiyemiz ve inandığımız değerlerden ötürü bundan sonra da bileceğiz. . Ama keşke ; keşke diyorum ,Davos Fatih'i dediğin başbakan R.T. Erdoğan da haddini bilip kendi gibi düşünmeyenlere saygılı olabilse..!
Başbakan kendisine muhaliflere büyük bir öfke ve kızgınlıkla sanki bir alim edası ile Kur’anı kerimden ayetler okuyarak cevap veriyordu.Naçizane tavsiyemiz aşağıda yazacağımız ayeti kerimeyi'de okuması dileklerimizle. Okur mu…! Onu da cennetten yer parsellemekle suçladığı Erbakan Hocasının tabiriyle Sakallı Hüsnülere sormak lazım.
"Onlar, büyük günahlardan ve hayâsızlıktan kaçınırlar; kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar." Şûrâ -37