Gençlik, deli kanın çağlayanlar gibi akıp, olgunluk deryasına doğru gittiği dönem..
Gençlik ülkenin en güzel çiçeği, hayat yolculuğunun ilk baharı.Hakka kulluğun en parlak çerağı..
Gençlik, başın en dumanlı, karlı,boralı çağı ve zaman için de zaman hovardalığı.
Gençlik, idealizm adına ekilen tohumların en verimli, bereketli hasat çağı..
Gençlik, hayaller zenginliği ile dolu alemden hatıra çiçekleri toplayıp buket yapma zamanı..
Gençlik zaman örsünde ilmin tokmağıyla dövülerek çelikleşip, sabır ateşinde pişerek insan-ı kamil olmaya namzet cevher..
Gençlik milletin geleceğinin sigortası, devlet ananın en kıymetli hazinesi, halden istikbale yollanan güven elçisi..
Gençlik ecdâdın alın teri, gözünün nuru, kanının, canının bedeli vatan mirasının en kıymetli varisi veya hovarda mirasyedisi..
Ülkenin geleceğinin teminatı gençliğin hamurunu; dini, dili,tarihi ve kültürüyle yoğurup; Allah korkusu, Peygamber, vatan, millet, bayrak ve insan sevgisi ile mayalayarak olgunlaştırmak gerek…
Ecdât-ı pâk-ı gibi asr-ı saadet ruhuyla bütünleşip, dünyadan zulmün karanlığını kaldırarak aydın bir dünyaya ulaşmanın çıkar yolu işte bu aydınlık gençliktir.
Milletlerin geleceğini görmek isteyenler, o milletlerin gençlerine verdikleri ruha bakmalı.Maneviyatı yok edilmiş, ruhu karartılmış tamamen madde perest olarak yetiştirip içi boşaltılmış gençlik boş teneke gibi gürültü çıkarmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Milletlerin geleceği adına yapılan en güzel yatırım, gençlerine yapılan yatırımdır.Gençlerini ihmal eden milletleri tarih affetmemiş ya boynuna esaret halkası takmış veya ölü milletler mezarlığına defnetmiştir.
Yetişen her genç vatan binasına konulan harç gibidir. Kullanılan malzemenin bozulması vatan binasının, önce çatırdamasına sonra da çöküşüne zemin hazırlayacaktır.
Gençlerin ağzından dilini kalbinden Kurânı, Sünnet ve tarih sopasını
alıp sokağa salanlar onları maoistlik,Mounistlik, komünistlik ve satanistlik gibi küfür ejderhasının ağzına bırakırlar.
Devletlerini büyük, güçlü ve kudretli kılanmillet; milletlerin en değerli hazineleri de gençlerdir.
Milletine hizmet etmek için yollara düştüğünü söyleyen, fakir milletin malından yalı, konak ve rütbe gibi payeler elde eden devletlü efendiler, ülkenin bekasının teminatı gençlerimizin dertlerini görmezden gelmek ülkenin dibine dinamit koymak gibidir; devlet gemisi batarsa hep birlikte batılır. O’nun için “el ayak olmaz ise beden neye yarar?” denmiştir.
Kör gözün başkalarında ayıp aradığı gibi kotuğa göz dikip de ülke gençliğine yönelik yıkıcı faaliyetleri görmemek, görüp de tedbir almamak, yemi görüpte tuzağı görmeyenlerin durumuna düşmek gibi olmazmı ?
Gençliğimizi hedef tahtasına koyan, donuna varana kadar soyan,dinime, dilime tarihime sövmeyi ilericilik, Allah,Peygamber,Ezan, Kur’an demeyi gericilik sayan, cibiliyeti bozuk misyonerlerin maşalarına dur denilmez ise ülkenin geleceği ne olur ?
Üçüncü bin yılda Asya’yı Hıristiyanlaştırmayı planlayan güç, Anadolu toprağını Hıristiyanlığın kutsal toprağı gören güçtür. Anadolu’da medya araçlarını kullanarak parasız İncil isteyin diyen diyen, sokaklarda alenen peynir ekmek gibi İncil dağıtan , tek,tek kilise harabelerini açtıran veya kilise evler adı altında yuvalanan misyonerler bana Afrika’da Hıristiyanlığın yayılışını ve bu durum karşısında Jomo Kenyatta’nın söylediklerini hatırlatıyor.
Jomo Kenyatta şöyle diyordu; “ Hristiyanlık Afrika’ya geldiğinde Afrikalıların toprakları, Hıristiyanların ise İncilleri vardı. Hıristiyan Misyonerler bize gözlerimizi kapayarak dua ve ibadet etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda onlar bizim yopraklarımızı, biz de onların İncillerini almıştık” Ne dersiniz dostlar tehlike var mıdır ?
Sakın kimse vehmime vermesin. 23 milyon metre kare Osmanlı toprağı üzerinde 786 bin metre kare bir bahçe kadar yerin kaldı, onu da parsellemeye çalışıyorlar onun için “ olmaz, olmaz demek olmaz, olmaz…”